Muhtemelen bütün mesele bu. Bilgilerin bağlantısız bir şekilde peşi sıra anlatıldığı bir konuşma sizin için ne anlam ifade ediyorsa, izleyicileriniz için de o anlamı ifade ediyor.

İnsanları etkilemek, akıllarında kalmak, onlara ilham vermek istiyorsanız, o sunum hikaye anlatmak zorunda. Çünkü insanlar en çok da birbirlerine hikayeyle bağlanıyor. Hatta hikayeler bizi geçmişe, şimdiye ve geleceğe bağlıyor.

Hikaye Anlatıcısı Olmak Nerede Başlıyor?

Tahmin edebileceğiniz gibi “hikaye”nin ne olduğunu anlamakla başlıyor. Bir anlatıyı hikaye yapan nedir? Herhangi bir konu, bir anlatım biçimi olarak hikaye ile nasıl ilişkilendirilebilir? Bu sorulara cevap aramaya başladığınızda hikaye anlatıcısı olma yolunda yürümeye başladınız demektir.

Bu tür bir ilişkilendirmeyi kurgularken fark edebileceğiniz en önemli şey, pek çok sunumun özellikle de iş sunumlarının temel bölümlerinin hikayenin temel yapı taşları ile paralel olduğu. Bunu keşfettiğinizde ikisini birbirinin içerisinde eritmenin hiç de zor olmayacağını görürsünüz.

Hikayenin 4 ana unsuru var. Peki bunları sunumlarınızda nasıl kullanabilirsiniz?

1. Bağlam oluşturun

Öncellikle, bu sunum ne için? Mevcut durumu çevreleyen koşullar neler? Geçmişte neler oldu? Gelecek için hangi olası koşullar söz konusu? Bütün bu cevaplar ve detaylar hikayenizi kurgulamak, anlamsal olarak desteklemek ve güçlendirmek için size bir başlangıç noktası verir. Burada önemli olan hedef kitlenize sizi dinlemeleri için bir neden verecek olan “bağlam”ı kurgulamaktır. Unutmayın, insanlar bir şeyleri ilişkilendirmeye bağladığında konuya daha fazla ilgi duyar. Temeli bu şekilde atmak size iyi bir başlangıç ve meraklı, ilgili izleyiciler kazandırır.

2. Karakterlere odaklanın

Karaktersiz bir hikaye mümkün mü? Şimdi etrafa bakın ve sorun: Sunumunuz kimlerle ilgili? Olanlardan kim etkileniyor, etkilenecek? İzleyicilerin rölü ne? Hikayenizin karakterlerini bulun. Karakterler, temelde sunumunuz için bir odak oluşturur. Aynı zamanda da izleyicilerin duygusal bir bağ kurmasına yardımcı olur.

Belki biraz sürreal bir tavır alarak, tarihin tozlu sayfalarından birini çıkartıp onunla konuşabilirsiniz. Bir tablodan ya da bir filmden… Belki de ortaya attığınız problemleri, çoğunluğun bildiği bir roman karakteri ile çözüme ulaştırmaya çalışırsınız. Farklı bir bakış açısı yaratmak için neden olmasın?

3. Çatışma yaratın

Bir mücadele yaratmalısınız. Neye karşı? Anlatmaya çalıştığınız durumla, fikirle ilgili zorluklar nedir? Tehlikede olan ne? Hangi engeller var? Gelmekte olan ne? Neye karşı uyarıyorsunuz? Tam bu noktada insanlara çözülmesi gereken sorunu verin.

4. Çözüm sunun

Önerdiğiniz çözüm nedir? Bu çözüm ne sağlayacak? Sonuçları ne olacak? Çözümün ardında bizi bekleyen ne? Getireceği faydalar neler? Bize hangi fırsatları sunacak? Hangi yeni olasılıkların kapısını aralayacak? Tıpkı hikayelerde olduğu gibi çatışmayı yarattıktan sonra insanlara bir çözüm sunmalısınız.

Kaynak: Sparkol