Storyteller olarak da tanımlanan hikaye anlatıcıları, geleceğin parlak yıldızları olacak. Çünkü tüketici alışkanlıkları ile birlikte reklam ve pazarlama dünyası da yeniden şekilleniyor. Peki, storyteller olmak için ne yapmak lazım?

Brené Brown, “Eğer kişilerin duygularına hitap etmezsen, onlar üzüldüğünde onların hissedeceği şekilde üzülmezsen veya sevinirken onlar adına sevinmezsen satış yapamazsın,” diyor. “İnandırıcı olabilmen için de iyi bir hikaye anlatıcısı olman gerekir,” diye ekliyor. Robert McKee ise “Hikaye anlatımı, fikirlerinizi dünyaya yaymanın en güçlü yoludur,” diyor.

Bugün pek çok kişi storytelling yönteminin reklamın geleceği, storyteller’ların da geleceğin yıldızları olacağını söylüyor. Gerçek şu ki markadan-tüketiciye iletişim biçimi, yerini tüketiciden-markaya halini aldı. Artık tüketiciler, markaların itibarlarını etkileme gücünü ellerinde bulunduruyorlar. Doğal olarak da tüketicileri etkilemenin ve onları markanıza bağlı kılmanın yeni yollarını aramak gerekiyor. Bu yollardan en etkilisi de hikaye anlatmaktan geçiyor.

Storyteller Ne Demek?

Hikaye anlatıcısı demek. Reklam ve pazarlama evreni içinde “storyteller” kavramından söz ediyorsak, markaların hikayelerini anlatan kişileri kastediyoruz demektir. Peki, markaların hikayeleri ne demek?

Marka hikayesi, ürün ve hizmetlerin özelliklerinden çok daha fazlasıdır. Web sitesinde, katalogda, sunumlarda, ambalajlarda anlatıların ötesindedir. Marka hikayesi; duygulardan, deneyimlerden, gerçeklerden ve yorumlardan oluşan bir yapıdır. Markanın kurucuları ve serüvenleri, markanın kuruluş sebepleri, ürün ve hizmetlerin değerleri, kullanılan renkler, kullanılan dokular, çalışanlar ve tüketicilerin kendileri bu hikayenin bir parçasıdır. Bütün bunların tamamı, markanızla ilgili gerçekleri tüketicilere yansıtır.

Gerçek ve kalıcı bir müşteri bağlılığı yaratmak isteyen markalar, mutlaka değerlerini ve kendilerini anlatan hikayeler anlatırlar. Bu hikayeler, bir Word dokümanı olmak zorunda değil. Hatta mümkünse olmasın da. Hikayenizi bir video, reklam filmi, infografik, illustrasyon ya da bir reklam kampanyasıyla da anlatabilirsiniz.

İyi bir hikaye yapısı, bir markayı hiç umulmadık seviyelere taşıyabiir.

Pixar’ın Kullandığı Hikaye Yapısı

Hepimizin bildiği gibi Pixar, mükemmel hikayeler anlatıyor. Peki bunu nasıl yapıyorlar? Oldukça basit bir şablon üzerinden…

Once upon a time there was (şeklinde başlıyor) _______________. Every day (ile mevcut durum anlatılıyor) _______________. One day (bir gün bir şey oluyor) _______________. Because of that (bazı şeyler değişiyor) _______________. Because of that (değişmeye devam ediyor) _______________. Until finally (sonunda yeni durum bu oluyor) _______________.

Boşlukları doldurursak biz de iyi bir hikaye anlatır mıyız? Mutlaka bir şeyler eksik kalır. Bu yüzden ilk kural, şablonları unutun. İyi bir hikaye anlatıcısı olmak için daha fazla okumak, izlemek, görmek, gezmek, düşünmek, konuşmak gerekiyor. Daha fazlasını aşağıda sıraladık.

Nasıl İyi Bir Storyteller Olurum?

OtherWorkers ekibinden öneriler…

1. Her şeyden önce bir izleyici/okuyucu/tüketici olduğunuzu aklınızdan çıkarmayın.
2. Anlatacaklarınızı basitleştirin. Fikrinize odaklanın. Karakterleri bir kez daha düşünün.
3. Büyük hikayelere değil, küçük hikayelere odaklanın. Aşk, ölüm, intikam gibi temaları Shakespeare çoktan işledi. Sıra küçük hikayelerle bu temaları işlemeye geldi.
4. Normları tersine çevirin. Hatta onlara meydan okuyun.
5. İlham diye bir şey yok. Periler masallarda olur. (İddialı oldu sanki.)
6. Köpekler konuşur, arabalar uçar, karpuzun içi yeşil dışı kırmızıdır. Nesnel gerçeklik ile kurmaca gerçekliğin ne olduğunu bilin.
7. Sevdiğiniz hikayeleri düşünün. Reklam filmleri, sinema filmleri, romanlar…
8. Hiçbir fikir kutsal değildir. Hikayenizi başkalarıyla paylaşın ve eleştirilere açık olun.
9. Aklınıza gelen ilk fikir genellikle çok iyi değildir. 2, 3, 4, 5, 9 her zaman daha iyi olabilir.
10. Hikayeyi anlattığınız kişileri düşünün. Onları hikayenizin içerisine yerleştirin. Özdeşleşme böyle gerçekleşiyor.
11. Neden bu hikayeyi anlatıyorsunuz? Başka bir hikaye de olmaz mıydı? Herhangi biri?
12. Eğer sen anlattığın karakter olsaydın ne yapardın? Öyle mi söylerdin? Böyle mi hissederdin?
13. Hiçbir taslak boşuna yazılmaz. Hikayenin devamı gelmiyorsa kenara atın, yenisini yazın.
14. Sevmediğiniz hikayelere burun kıvırmak yerine onları yeniden yazmayı deneyin. Egzersizler iyidir.
15. Kendinizi tanıyın. (Bu belki de ilk madde olmalıydı.)
16. Ekonomi önemli. Kelimeleri, diyalogları, olay örgüsünü düşünürken ekonomik davranın.
17. Hikayeyi bitirin. Mükemmel olmasa bile bitirin. Her zaman daha iyisi olabilir.