Startup’lar İçin Hikaye Anlatımı
17 Ağustos 2018 Genel, Storytelling
17 Ağustos 2018 Genel, Storytelling
Hikaye anlatımı (storytelling), yalnızca kurgu ile alakalı değildir. Neredeyse her şey için kullanılabilir. Projelerimiz, işimiz, fikirlerimiz ve startup’ımız hakkında konuşurken aslında hikaye anlatırız.
Aslında yüzyıllardır hikaye anlatıyoruz. Hiyerogliflerden çocukken dinlediğimiz masallara, izlediğimiz filmlerden dünyanın her yerinden paylaşılan dijital içeriklere kadar o kadar çok hikaye var ki.
Robert McKee, “Hikaye anlatımı, fikirlerinizi dünyaya yaymanın en güçlü yoludur” der. Çünkü iyi anlatılan hikayeler, her zaman kazanım olarak geri döner. Daha fazla takdir, daha fazla fon, daha fazla satış. Daha ne olsun?
İşte bütün bunlar, startup’lar için çok fazla şey ifade ediyor.
Yolun başında olan girişimcilerin yapmaları gereken milyonlarca iş var. Ancak yapılması gereken en önemli iş, girişimlerinin hikayelerini anlatmaktır. Neden mi? Eğer bir girişimciyseniz ve yenilikçi bir fikriniz varsa, karşınızda sizi dinlemek isteyen geniş bir kitle de var. Sadece müşterileriniz değil, sizinle birlikte yükselecek iş arkadaşlarınız ve tabii ki yatırımcılar sizi dinlemek için hazır. Siz yeter ki iyi anlatın.
Storytelling, startup’lar için biçilmiş kaftan. Çünkü startup’lar genellikle ürün ve hizmetleri ile iyi birer hikayeye sahip olurlar. Hatta ürün ve hizmetlerinden daha çok hikayeleriyle hatırlanırlar. Siz girişiminizin arkasındaki hikayeyi anlattığınızda, potansiyel yatırımcıların dikkatini çekersiniz.
Hikaye anlatımı ve içerik pazarlama, son yıllarda en çok konuşulan kavramlar arasına girdi. Bu iki kavram, dünyanın dört bir yanındaki şirketlerde daha fazla önemsenmeye başladı. Ancak çözülmeyen bir sorunumuz var. İşin daha başında olan girişimciler, sunumlarında geliştirdikleri ürün ve hizmetlerin teknolojilerine odaklanıyorlar. Evet, bu bilgiler önemli. Ancak takip etmesi ve hatırlanması pek mümkün değil.
Bir startup’ınız varsa bilirsiniz, aşamalar hiç bitmez. Ama storytelling odaklı bir strateji için 3 aşamadan söz edebiliriz.
1. Fikir Aşaması: Ürün ve servisinizin nasıl farklılaştığını, girişimin benzersiz hikayesine odaklanarak potansiyel müşterilere ve yatırımcılara anlatmak.
2. Customer Validation: Bir diğer deyişle, fikrin tüketicilerin gözünde onaylanması. (Nasıl yapılacağı her startup için değişir.)
3. Startup’ın DNA’sı: Fikri yatırımcılara sunmak ve tüketici iletişimine hazır hale getirmek.
İyi bir hikayenin güçlü bir yapısı vardır. İyi bir startup’ın da güçlü bir vizyonu vardır. Kendinize şu soruları sorun ve cevaplarını mutlaka bulun:
– Neden başka bir iş değil de bu işi yapıyorsunuz?
– Bu işe başlamanızı tetikleyen olay neydi?
– Sizin dışınızda başka hangi oyuncular var?
– Startup’ınız zorluklarla nasıl mücadele edecek?
– Startup’ınız nasıl ölçeklenecek ve nasıl başarıya ulaşacak?
Bu soruların cevabını verdiyseniz, asıl hikayeye yaklaştınız demektir. Ama önemli olan bu soruları çeşitlendirmek ve kendinize sürekli “neden?” sorusunu sormaktır. Bu işi neden ben yapıyorum? Neden bu sorunu çözmek istiyorum? Neden böyle bir sorun var?
Soruları sorduktan sonra basit bir metodolojiye ihtiyaç duyarsınız. Ağız dolusu “me-to-do-loji” desek bile, aslında hikaye anlatımı o kadar da zor değil. Çünkü her hikayenin belli unsurları var. Hepimiz bu unsurlara yıllardan beri aşinayız.
Tema + Karakter + Yer + Zaman + Olay + Çatışma
Ve her hikaye, şu süreç üzerine kuruludur:
Kahraman -> Hedef -> Engel -> Sonuç (Engel aşıldı mı yoksa aşılmadı mı?)
Tarifi aldınız. Şimdi bu unsurları birleştirmeye ve süreci doğru yönetmeye sıra geldi. Bu noktada da OtherWorkers olarak biz devreye giriyoruz. Girişim yolculuğunuzu dinliyoruz; sizi, startup’ınızı, ürün ve hizmetlerinizi etkili hikayeler ile anlatıyoruz. (Call to action) 🙂