Harika içerikler üretiyorsunuz ama istediğiniz kadar paylaşım ve tıklama alamıyorsunuz. Şimdi kimi suçlayacaksınız?

Kapak Görseli: iStock

İçerikleri doğru zamanda ve kanalda yayınlamamak ciddi bir sorun. Ama markaların kaçırdığı daha önemli iki şey var: Bu içerik kimin için üretildi? Ve bu içeriğin amacı ne?

İçeriğinizin ilgi görmemesi, hareket uyandırmaması, paylaşılmaması temelde içeriğinizle ilgili bir şey. Markalar şunu sıklıkla unutuyor: İçerik pazarlamasının amacı, içerik aracılığıyla insanlarla güvenilir bir ilişki kurmak, yaşamlarına etki etmek, onlara güvenilir bir kaynak sunmak. Bu bakımdan içerikler, güçlü arkadaşlık ilişkilerine benzerler. İçtenlikle emek vermeniz gerekir.

Her şeyin içeriğinizin gerçek bir değer sağlayıp sağlamamasıyla ilgili olduğunu kabul edin. Sürekli içerik üretiyor ve yayınlıyor olmanız, içerik pazarlamasını iyi yaptığınız anlamına gelmez. Gelmediğini zaten bir süre sonra acı bir şekilde deneyimliyorsunuz. Fark eder ve kabullenirseniz, etkisiz içeriğe yatırım yapmaz ve hüsrana uğramazsınız.

Önce buradan başlayalım: İçerik pazarlamasının bazı günahları var. Kesinlikle uzak durmanız gereken günahlar bunlar. İlki, kendiniz hakkında konuşmak, konuşmak ve konuşmak. İçerik, ürününüzü satacağınız yer değil. Ürününüzü öve öve bitiremez, ne kadar harika olduğunuzdan bahsedip durursanız insanlar bunu samimiyetsiz bulur ve hızlıca oradan uzaklaşır. Kaçınılmaz son. Tabii ki kim olduğunuzu ve ne yaptığınızı kısaca anlatabilirsiniz. Ama bu kadar. İçerik aracılığıyla kitlenize hizmet ettiğinizi unutmayın.

İkincisi, sadece ve sadece “bahsetmek”. Tekrar söyleyelim: İçerik, evet ürününüzü satacağınız yer değil. Ürününüz ya da hizmetiniz hakkında içerik üretirken sağlayacağı faydaya odaklanmak ve bunu göstermek önemli olan. Bir şeyin defalarca kez tekrar edilmesi, insanların gözünde ikna edici olmanın nafile bir çabası olabilir ancak. İçeriklerinizi bir şeyi sürekli sürekli dile getireceğiniz alan olarak değil de onun değerini ortaya koyacağınız, gösterebileceğiniz alan olarak kullanmalısınız. Hangi konudan bahsediyorsanız içeriğinizi de onun bir uzantısı olarak konumlandırın.

Bir diğeri de sadece satışa odaklı olmak. Sadece iş alanınızla ilgili konular hakkında içerik üretiyorsanız, bu içerik pazarlamasının temel amacını ve işlevini gözden kaçırdığınız anlamına gelir. Ürününüz veya hizmetinizin çevresinde bir kitle oluşturmuş olabilirsiniz. Ama bu sadece başlangıç. Şimdi onların kim olduğuna ve onlarla nasıl iletişim kuracağınıza odaklanma zamanı. Bir içeriği üretme amacınız, kendinize odaklanıp ne istediğinizi ortaya koymak değil, hedef kitlenize kulak verip, onların ne istediğine, ne beklediğine, neye ihtiyaç duyduğuna dair olmalı.

Seçtiğiniz konu, iletişim kurmaya çalıştığınız insanlar için ilginç ve onlarla ilgili mi? Hayatlarına ne tür bir katkı sağlıyor? Onlara ilham veriyor mu? Onların herhangi bir sorununa çözüm öneriyor mu? Mesela böcek ilaçları satıyorsanız, sadece ürünlerinizi anlatmak yerine, insanlara böceklere karşı bazı öneriler sunabilir ya da yılın hangi zamanlarında hangi tür böceklerin evlerini istila edebileceğine dair bilgi verebilirsiniz.

Bunlardan Uzak Durmak Yeterli mi?

İşte size doğru bir içerik pazarlama stratejisi için yapmanız ve yapmamanız gerekenlerin bir listesi:

İçerik konusunda deneyimli bir ekibiniz olmalı. İçerikleriniz, kitlenizle konuşma biçiminizdir. Bunu hafife alamayız. Hedef kitlenizi tanımaya çalışın, demografik özelliklerini inceleyin. Psikolojilerini göz ardı etmeyin. Hangi yaş aralığındalar? Sosyo-ekonomik durumları ne? Eğitim durumları ne? Geleceğe dair beklentileri ne? Teknolojiyi nasıl kullanıyorlar?

Nasıl söylediğiniz, ne söylediğiniz kadar önemli. Kullandığınız dil, kitlenizin seviyesinin çok altında ya da çok üstünde ise uzun vadeli bir birliktelik düşünemezsiniz. Optimumu yakalamaya çalışın. Samimiyetinizi göstermenin de sınırları olması gerektiğini unutmayın.

Kitlenize karşı açık olun. İnsanlar artık markaları eskisi gibi algılamıyor. Bir markanın kişiliğini görmek istiyorlar: Nelere önem verir, neleri destekler… Kitlenize karşı ne kadar açık, şeffaf olursanız bu, aynı oranda onları da hikayenize dahil ettiğiniz anlamına gelir. Sizinle büyüdüğünü, geliştiğini hisseden insanlar sizi daha çok sahiplenecektir. Bu sebeple çalışma kültürünüzü, neleri desteklediğinizi ortaya koyan içerikler üretmekten çekinmeyin.

Her içerik, marka hedeflerinizle optimize edilmeli. Önce marka hedeflerinizi belirleyin ve her içerik için kendinize sorun: Doğru yolda mıyım? Örneğin spor ayakkabılar satıyorsanız, insanlara yürüyüş rotaları sunmak hedeflerinize hizmet eden bir içerik alternatifi olabilir.

Her konuşmaya dahil olmaya çalışmayın. Evet çoğunlukla güncel ya da viral olmuş konular etkileşimi artırmak için en iyi fırsatlar gibi görünebilir. Ama her zaman öyle değildir. Gerçekten dikkate değer, hedef kitlenizin de sizinle ilgili beklentilerine cevap verebilecek, beklentilerini pekiştirebilecek bir sözünüz varsa tabii ki dahil olun. Ama her zaman gerekli olmadığının, bunun sosyal medyanın size dayattığı bir zorunluluk olmadığının bilincinde olun. Sonucunda, sadece akışa kapılmak için orada olduğunuzu fark edenleri, düşünenleri kaybedebilirsiniz.

İçerikleriniz markanızı yansıtmalı. Bütün içeriklerinizi düşünün; Instagram paylaşımınız, son tweet’iniz, satış broşürünüz, internet siteniz, verdiğiniz reklamlar… Hepsini aynı kişi mi söylüyor? Hepsi görsel olarak aynı dilde mi kurgulanmış?

Kimsenin zamanını boşuna harcamayın. SEO stratejileri için kitlenizi kaybetmeyin. Hepimiz çok fazla içeriğe maruz kalıyoruz ve bu da ister istemez dikkat aralığımızı kısaltıyor. Amacınıza ulaşabileceğiniz minimum kelime sayısı idealdir. Bazı şeyleri basit bir animasyon video ile anlatmak idealdir. Verilerden uzun uzun bahsetmek yerine onları bir infografik ile hızlı algılanabilecek şekilde sunmak idealdir.

Özetle, tamamen kitlenize odaklı olun. Ölçüm ve analiz araçlarını kullanın. Onları daha iyi tanıyın. İhtiyaçlarını anlayın. Beklentilere cevap verin. Unutmayın, en önemli amacınız değer sağlamak. Bunu özümsediğinizde iyi içerik kendiliğinden ortaya çıkacaktır.