Evet, Amazon’da PowerPoint kullanmak yasaklandı. Yerine binlerce yıllık geçmişi olan bir yöntem getirildi.

Kapak Görseli: NPR

Amazon’un kurucusu Jeff Bezos, toplantı ritüellerini kökten değiştirdi. Zaten toplantı stratejileri konusunda pek çok şirketten epey ilerideydiler. Artık Amazon’da toplantılarda maddelerden, düz cümlelerden oluşan sunumlar yapılmıyor. Bunun yerine, bütün katılımcıların toplantının ilk 30 dakikası boyunca okudukları ve ardından üzerinde tartıştıkları 6 sayfalık bir metin var.

Tahmin edin, nasıl bir metin bu? Tabii ki hikayeleştirilmiş bir “anlatı”.

Metin için 6 sayfa sınırı var. Çünkü ilk başta çok uzun metinlerle karşı karşıya kalmışlar ve optimumlarını dipnotlarla birlikte 6 sayfa olarak belirlemişler. Bu yöntem, ekibin okuma ve yazma alışkanlıklarını da geliştiriyor.

Jeff Bezos

Jeff Bezos, anlatı yönteminin pek çok açıdan düz PowerPoint sunusundan çok daha iyi olduğunu söylüyor. Anlatı üzerine kafa yoran ve bütün vaktini buna ayırabileceğini sıklıkla dile getiren Bezos, aynı zamanda sayısal ve istatistiksel verilerden çok müşterilerin ilettiği mesajları önemsediğini vurguluyor. Bu mesajlar ve sayısal veriler uyuşmadığında, mesajların çok daha iyi bir yol gösterici olduğunu da ekliyor.

Sunum Yapmak Yasaksa, Ee Nasıl Yani?

Beyin yapımız gereği bize madde madde sunulan bilgileri, hikaye anlatımıyla sunulan bilgilere göre daha zor algılıyor, birleştiriyor ve akılda tutuyoruz. Eğer bir fikir ortaya koymak, karşı tarafa bunu iyi bir şekilde anlatmak, onu ikna etmek istiyorsak, hikaye anlatımı duygulara giden en kestirme yol. Madde madde, sadece sayılardan oluşan sunumlar ilham verici de olmuyor. Oysa bir hikaye kendi içindeki dinamikleriyle çok daha etkili, dikkat çekici, akılda kalıcı ve tabii ki yaratıcı süreci besleyen etkiye sahip.

Hikayelere zaten aşinayız. Kısaca, karakterlerin yer ve zaman bağlamında bir olay örgüsü içerisinde neler yaşadıklarının sözlü ya da yazılı olarak anlatımına hikaye diyoruz. Hikayeler gerçek olaylara dayanabildiği gibi tamamen kurgusal da olabilir.

Peki, hikayenin onu yeniden keşfetmemizi ve pek çok farklı alanda kullanmamızı sağlayan gücü nereden geliyor? Bu sorunun cevabı oldukça basit: Duygudan. Hikayeler duygularımızı harekete geçiriyor. Ayrıca bize anlamlı bir “bütün” sunuyor ve o bütün içerisinde çeşitli keşif olanakları veriyor. Kendimizi hikaye ile bütünleştirebiliyoruz, hikayede bize ait bir şeyler bulabiliyoruz, hikaye ile bağ kurabiliyoruz.

Hikayeleştirme Nerelerde Kullanılıyor?

Artık öğretmenler ders konularını hikayeleştirerek anlatıyor. Çünkü öğrencilerin aklında bu anlamlı, birbirleriyle ilişkili bütün daha iyi kalıyor ve öğrenme süreçlerini hızlandırdığı gibi bilginin daha kalıcı olmasını da sağlıyor.

Bazı e-ticaret siteleri artık sıradan, sadece ürün bilgileri veren metinlerden vazgeçiyor. Her ürün için kurgusal bir hikaye anlatıyor. Tüketicilerin bu hikaye aracılığı ile ürünle bağ kurması kolaylaşıyor ve bu yöntem satışları da oldukça olumlu etkiliyor. Bunun nasıl mümkün olduğunu merak ediyorsanız, Origin/Hill Holiday tarafından yapılan araştırmanın sonuçlarını “Storytelling ve Satış” başlıklı yazımızda paylaşmıştık.

Toplantılara da Sıçradı

Eğitimden ticarete, sanattan pazarlamaya kadar pek çok alanda gücünü yeniden keşfettiğimiz hikayeleştirme toplantılara da sıçradı. Geleceğin iş dünyası, hikaye anlatımı tekniği ile kendini yeniden şekillendiriyor.

Zaten uzun bir zamandır toplantılar gerçekten gerekli mi diye tartışılıyor ve bu konuda araştırmalar yapılıyor. Araştırmalara göre toplantılar şirket için ciddi zaman, emek ve para kaybı anlamına gelebiliyor ve verimliliği olumsuz yönde etkiliyor. Ayrıca araştırmalardan çıkan bir sonuca göre yöneticiler, toplantıların %67’den fazlasını başarısız olarak kabul ediyor.

Evet, ‘toplantı yapalım’ denildiğinde çok ciddi bir olayla karşı karşıya olduğumuzu düşüyoruz. Ama artık bu da değişti. Doğru organize edilemeyen toplantılar, katılmasına çok da gerek olmayan ekip üyelerinin de orada olması, öncesinde konu ve içerik bilgisi paylaşılamadığı için toplantı konusunun uzun uzun açıklanması, toplantının gereğinden fazla sürmesi, toplantı sonunda bir eylem planının ortaya çıkamaması gibi pek çok sorun; bizi toplantıları ciddiye almadığımız, önemsemediğimiz, verimli bulmadığımız bir noktaya taşıyor.

Bu sebeplerle pek çok şirket toplantı stratejilerini gözden geçiriyor, kurallar koyuyor, her şeyi optimize etmeye çalışıyor. Bazı şirketler toplantıya katılacak kişi sayısına dahi sınırlama getirdi. Bazıları bir gün öncesinde mutlaka toplantı konusunu açıklayan materyaller göndermeyi ilke edindi. Çünkü amaçsız, hedefsiz ve sonuçsuz toplantılar şirket zamanından çaldığı gibi hiçbir verim de sağlamıyor.

Kaynak: Inc.com